sakin yanlis anlamayin beni burada kimseyi savunmuyorum ama yani artik benim icime dert olmustu turkiyenin haline hep eziklik hep yabanci lobilerine avuc acan bir millet olmak istemedigimden dolayidir bu cevapta tokat gibi olmustur eminim en azindan gazzeye yapilan haksizligi bu cevaplarla icimizi bir nepzede olsa rahatlatmistir.. saygilar
Bunda yanlış anlaşılacak birşey yok bence. Bu olay Akp yada Erdoğan'ın gündelik siyaseti değildir. Gündelik siyasetten uzak Türkiye'nin Başbakanı mazlumun sesi olarak değerlendirmek lazım. Bu olay israille olan boyunduruk (İslam dünyası için) halkasının kırılmasına vesile olacaktır diye düşünüyorum. Hiç bir müslüman ülkesi öldürülen masumların çığlıklarına kulak tıkmanın hesabını veremeyecek. Türkiye bu kadar tepki vermeseydi kötülüğe eşlik olmuş olacaktı. Ki Osmanlı dinimizin verdiği yüksek ruh haliyle mazlumu korumak adına yahudileri bile korumuştur. Sanılanın aksine USA yada İsrail çekincelerinin boş olduğunu gösterecektir. Çünkü olay akabinde peres özür dileyerek belkide gelecek olan dalgalanmaların önünü kesmek istemiş, Irakta yaşananları kendi halklarına bile anlatmaktan aciz olan bir dünya devleri mazlumları dahada uyandırmak istemeyicekler yumuşatma politikası güdeceklerdir.
Kayıt: Aug 09, 2005 Mesajlar: 272 Konum: phpnuketurkiye
Tarih: 2009-01-30, 03:02:06 Mesaj konusu:
bu konuyla fatih altaylının güzel bir yazısı var bunu okumanızı tasviye ederim
İsrail'in Gazze'de giriştiği katliama en sert tepkiyi gösteren Erdoğan. Ancak atılmış somut bir adım yok
Gazze'de yaşanan insanlık dramına karşı en sert tepkiyi Türkiye gösteriyor. Başbakan Erdoğan her konuşmasında İsrail'e yönelik sert eleştiriler getiriyor ve ateşkes istiyor. Ancak Türkiye'nin ülke olarak İsrail'e yönelik atılmış somut bir adımı henüz yok.
Fatih Altaylı habertürk'teki yazısında Başbakan Erdoğan'a 2004 yılınıda Amerikan Yahudi Komitesi'nden aldığı ödülü hatırlattı ve "O ödülü geri verin Sayın Başbakan" dedi.
Altaylı'nın yazısının ilgili bölümü:
Başbakan Erdoğan, İsrail'in Gazze'de yaptığı katliama, biraz abartılı da olsa, haklı bir tepki gösteriyor.
İsrail her zaman olduğu gibi vurdumduymaz.
İsrail'in kimseyi taktığı yok ama zaten Tayyip Erdoğan ve bir iki Güney Amerika ülkesi dışında pek tepki de yok.
Hal böyle olunca da İsrail iyice azıtıyor.
Hastaneleri, BM binasını ve içindeki sivilleri vurmakta beis görmüyor.
Olan biten beni 5 yıl öncesine götürüyor.
2004 yılının Ocak ayına. New York'a, New York'un en soğuk günlerinden birine.
Başbakan Erdoğan'la birlikte New York'tayız.
Manhattan'ın göbeğinde, HSBC binasının yönetim katında çok önemli bir toplantı var.
Amerika'daki Yahudi lobisinin en önemli isimleri ile birlikteyiz. Erbakan'ın antisemitik geleneğinden yetişmiş Tayyip Erdoğan'a Yahudi Cemaati tarafından, cemaatin en önemli ödüllerinden biri verilecek.
AJC (Amerikan Yahudi Komitesi), Tayyip Erdoğan'a Yahudilere büyük yardımları dokunan kişilere verdiği “Cesaret Ödülü”nü layık görmüş.
AJC Başkanı Erdoğan'ı öven bir konuşma yapıyor ve ödülü takdim ediyor.
Herkes alkışlıyor.
O gün o ödülü alan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün gelinen noktada yapması gereken tek bir şey var.
Bu ödülü geri vermek.
Çünkü Erdoğan'a cesaret ödülü verenler, İsrail'in yaptığı kıyımı eleştirme konusunda aynı cesareti gösteremiyorsa, insan hakkı denince akıllarına sadece kendi ırklarından olanların hakları geliyorsa bu ödülü verme hakkına sahip olamazlar.
Ödül verme hakkına sahip olmayanların ödülü kabul edilmez.
Bu durum sonradan anlaşılmışsa o ödül iade edilir.
Tayyip Bey bu ödülü hemen paketleyip geri göndermelidir.
İsrail'i yönelik eleştirilerinde eğer samimi ise...a
şimdi bu akşamki olayla tayip bey çok sert tepkimi gösterdi samimyetini ıspatladımı halen israil pilotları konyada eğitim görürken halen ülkenin büyük sermayesi israil güdümlü şirketlerin elindeyken yada mecliste amerikan dostluk grubundan sonra en cok ikinci dostluk grubuna sahip olan türk israil dostluk grubunu unutmak mümkünmü yada gapta israililerin satın aldığı topraklarda istedikleri gibi hareket edebilmelerini sağlamayı olanak tanıyan yasalar çıkartmakla yada nice sayamadıklarımız gercekten cok samimi bir tepkimiş
Fatih altayin ne görüste oldugunu arastirmanizi tavsiye isterim baska bir sey demiyorum yada hangi partili oldugunu ne gelirse zaten pisirik oldugumuzdan basimiza gelmistir yoksa turkiye avrupaya degil avrupa turkiye birligine girecekti
sakin yanlis anlamayin beni burada kimseyi savunmuyorum ama yani artik benim icime dert olmustu turkiyenin haline hep eziklik hep yabanci lobilerine avuc acan bir millet olmak istemedigimden dolayidir bu cevapta tokat gibi olmustur eminim en azindan gazzeye yapilan haksizligi bu cevaplarla icimizi bir nepzede olsa rahatlatmistir.. saygilar
Gazzede olan o kadar şeyden o kadar zülumdan sonra bu kadar kolay rahatlamakla kurtulamicaz hiçbirimiz merak etme hepsinin hesabını biz her bir müslüman teker teker vereceğiz... Allah Bizi Affetsin... Recep Tayyip Erdoğada hesap vereceklerin en başında gelecektir. Çünkü bu toplum onun sorumluluğunda.
Bişey daha eklemek istiyorum bu kıyıma en çok tepkiyi gösteren Recep Tayyip Erdğan değil Hugo Chavesdir. İsrail Konsolosluğunda bunu kınamayan herkesi def etmiştir ülkesinden...
Atatürk, İngilizlerin mandası altına giren Filistin’de yoğunlaşan Yahudi göçü ve dinsel yayılmanın hızla yol aldığı bir dönemde Yahudi Devleti kurulmasına yol açacak şekilde yön verilen gelişmelere ilişkin TBMM oturumunda Temmuz 1937’de bir konuşma yapar. Bu konuşma, 27 Temmuz 1937’de Yüce Önder Atatürk’ün kurduğu ve önemli gördüğü konularda yazılar yazdığı Hakimiyeti Milliye Gazetesi’nde yer alır.
27 Temmuz 1937 Hakimiyet-i Milliye Gazetesinden alıntı
(1)"Araplar"ın Avrupa siyasetine nüfuz edemeyip sözde istiklal kelimesine inandıkları ve bu uğurda Arap memleketlerini Avrupa emperyalizmine esir kıldıkları çok acılı bir durumdur. Araplar"ın arasında mevcud olan karışıklığı ve hoşnutsuzluğu kimse bizim kadar bilemez. Biz bilindiği üzere birkaç sene Araplar"dan uzak kaldık. Fakat şimdi kendimize kafi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için İslamiyet’in mukaddes yerlerinin Musevilerin ve Hıristiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız." M.Kemal Ataturk 27 Temmuz 1937 Hakimiyet-i Milliye Gazetesi
(2)"Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyet"e lakayt olmakla itiham edildik. Fakat bu ittihamlara rağmen peygamberin son arzusunu yani, mukaddes toprakların daima İslam hakimiyetinde kalmasını temin için hemen bugün kanımızı dökmeye hazırız." M. Kemal Ataturk
(3)"Cedlerimizin, Selahaddin"in idaresi altında, uğrunda Hıristiyanlarla mücadele ettikleri topraklarda yabancı hakimiyet ve nüfuzunun tahtında bulunmasına müsaade etmeyeceğimizi beyan edecek kadar bugün, Allah"ın inayeti ile kuvvetliyiz. Avrupa’nın bu mukaddes yerlere el koymak için yapacağı ilk adımda bütün İslam aleminin ayaklanıp icraata geçeceğine şüphemiz yoktur" M. Kemal Ataturk 27 Temmuz 1937 Hakimiyet-i Milliye Gazetesi
###################
hürriyertten alıntı:
İşte Erdoğan ve Peres'in telefon görüşmesi
30 Ocak 2009
A.A
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile dün akşam yaptığı telefon görüşmesinin tam metni açıklandı.
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile dün akşam yaptığı telefon görüşmesinde, dostlar arasında böyle şeyler olabileceğini belirterek, “Bugün olanlar için son derece üzgünüm” dediği öğrenildi.
Alınan bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Peres ile Başbakan Erdoğan arasında geçen telefon konuşması şöyle:
Peres; Dostlar arasında böyle şeyler olur, bugün olanlar için son derece üzgünüm. Her şeyden önce Türkiye Cumhuriyeti'ne ve Başbakan olarak size olan saygım ve takdirim hiçbir zaman değişmedi.
Erdoğan; Tabii her şeyden önce dostlar kendi aralarında şüphesiz ki tartışma yaparlar, ama uluslararası bir toplulukta böyle bir kabile lideriyle değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin lideriyle yüksek sesle böyle konuşulmaz.
Peres; Sesimi yükselttim. Zira arkadaşlarım sesimin az çıktığını ve anlaşılamadığını söylerler. Bunun, (sesimin yüksek çıkmasının) Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanıyla ilişkimle hiçbir ilgisi yoktur. Bugün olanlar için üzgünüm.
Erdoğan; Biraz sonra bir basın toplantısı yapacağınızı duydum.
Peres; Bugün değil, yarın.
Erdoğan; Yarın yapacağınız basın toplantısında şu anki samimi duygularınızı açıklayabilirseniz, öyle zannediyorum ki bu sıkıntı bir ölçüde giderilmiş olur.
Peres; Elbette bu söylediklerimi basına da (Publicly) aynen ifade ederim.
Erdoğan; Telefonunuz için teşekkür ederim Sayın Cumhurbaşkanı.
Peres; Ben de size teşekkür ediyorum iyi yolculuklar dilerim.
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız